Pandemi Döneminde Çocuklarda Ayrılık Kaygısı

Pandemi Döneminde Çocuklarda Ayrılık Kaygısı

Birçok kişi pandemi sürecinde sosyal olarak kendini izole etmeye çalışıp, yalnızlık duygusuyla boğuşurken, küçük çocukların ebeveynleri kendilerini tam tersi bir durumla karşı karşıya bulmuş olabilirler. Çocuğunuz bu dönemde sizin ikinci bir gölgeniz haline geldiyse, bu durumun suçlusu ayrılık kaygısı olabilir! Pandemi süreci, bazı çocukların ebeveynlerinden ve bakım verenlerinden ayrılmasını onlar için daha da kaygı verici, zor bir durum haline getirdi.

Ayrılık Kaygısının Bir Sorun Olup Olmadığını Nasıl Anlarım?

Çocukların, tanıdık ve güvenilir olan ile yeni ve farklı olan arasındaki farkı anlamaya başlamasıyla ayrılık kaygısı yaşanmaya başlar ve bu çok normaldir. Çoğu çocuk için, ayrılık kaygısı 8. ile 12. aylar arasında başlar ve 3 yaş civarlarında sonlanır. Genelde çocukların bir ebeveynden ayrılmaya dair üzüntüsü çok uzun sürmez. Bu çocuklar kendilerini rahatlatabilir ve makul bir süre ebeveynlerinden uzak kalmakla ilgili zorluk yaşamazlar. Bununla birlikte, bazı çocuklar için ayrılık kaygısı çok daha büyük bir sorun haline gelebilir; ebeveynlerinin kendisini bırakacağına dair yoğun endişeler yaşarlar ve kısa ayrılıklara bile tahammül etmekte zorlanabilirler. Ebeveynlerinden ayrılması gerektiğinde, çocuğun öfke nöbetleri yoğun ve yatıştırılması zor olabilir. Ayrılık Kaygısı Bozukluğu adı verilen bu tür, günlük aktivitelerin önüne geçer ve hayatı hem ebeveynler hem de çocuklar için daha stresli hale getirebilir. 

Anksiyetenin kelime olarak çağrıştırdığı negatif bir anlamı olsa da aslında çocukların hayatlarının ilk yılında geliştirmeye başlamasının çok önemli olduğu bir bir korunma mekanizmasıdır. Sağlıklı anksiyete bizi olası bir tehlikeye karşı uyarır. Bebekler ve küçük çocuklar için ayrılık kaygısı, sevdiklerinin onlara en güvenli alanı ve korumayı sağlayacağını fark ettiren çok önemli bir yapı taşına dikkat çeker. Bu, bakım verenlere ya da ebeveynlere güvenli bağlanmanın bir kanıtıdır.  Çocuklar 12-18 aylık olduklarında, sevdiklerinden ayrılırken hiçbir stres belirtisi göstermiyorlarsa asıl o zaman gerçekten endişelenmemiz gerekebilir.

İçinde bulunduğumuz pandemi dönemi ekstra bir stres ve karmaşaya neden olmaktadır. Bir ya da birden fazla ebeveynin çalıştığı, daha az evde bulunmak durumunda kalan ailelerde ayrılık kaygısına bağlı semptomlar artış gösterebilir ve aynı zamanda buna bağlı krizleri yönetmek daha da zor bir hal alabilir.

Baş edilebilen öfke krizlerinin kreşe bırakıldıktan sonra, yatma vaktinde ya da bir ebeveyn odayı terk ettiğinde yaşanması oldukça normaldir. Bu anlar, yeni bir eve taşınma ya da yeni bir okula başlama gibi geçiş dönemlerinde de yaşanabilir. Genelde sadece birkaç dakika sürerler ve çocuğun yeni rutinine alışması için gereken birkaç haftadan sonra yok olurlar. Ancak, devam eden, aylarca süren veya çocuğun yaşına uygun aktiviteleri yapma becerisini engelleme noktasına gelen krizler daha karmaşık bir sorunun habercisi olabilir.

Koronavirüs, genel anlamda aileleri sosyal izolasyona zorunlu bırakıp ve günlük rutinlerin bozulmasına neden oldu. Bu yüzden de bir çocuğun kaygısı pandemiye bağlı rutin değişikliğine mi yoksa ayrılık kaygısı bozukluğunun bir semptomu mu, anlaması oldukça zorlaştı. Çocuklarının ayrılık kaygısı bozukluğu belirtileri gösterdiğinden endişelenen ebeveynler, en kısa sürede profesyonel bir desteğe başvurmalıdır.

Ayrılık Kaygısına Bağlı Krizlerle Baş Etmek

Ayrılık kaygısından kaynaklanan krizleri önlemek veya azaltmak için tüm ebeveynlerin kullanabileceği birçok yöntem vardır. Çocuklar dinleyecek kadar sakin olduklarında, bu durumun neden onları korkuttuğunu anladığınızı belirtmek, duygularını onaylamak ve cesaretlendirerek, kendi başlarına bir aktivite denemeye teşvik etmek bu yöntemlerin başında gelir. Bu strateji zaman ve tabi ki sabır gerektirir, fakat uzun vadede çocukların her zaman gözünün önünde bulunmak veya ayrılık içeren durumlardan kaçınmalarına izin vermekten daha etkilidir. Eğer her seferinde çocuklarınızı kaygı verebilecek durumlardan kurtarırsanız, o durum ile nasıl başa çıkabileceğini asla öğrenemezler. Ayrıca, ebeveynler vedaları uzatarak, öfke nöbetlerini destekleyici davranışlarda bulunarak, tek başına oynamak ya da olaysız bir şekilde yatmak gibi sessizce gerçekleştirilen cesur davranışları ödüllendirmeyi unutarak ayrılık kaygısını istemsizce daha da kötüleştirebilirler.

Çocukların “cesaret kaslarını” çalıştıracak ve ebeveynlerinden mesafe almayı güvenli bir şekilde pratik yapacak fırsatlar bulmaları özellikle pandemi döneminde zor olabilir. Çocuğunuzun, uzaktan öğretime başlama, anaokuluna dönme veya bir gece ebeveynlerinden uzakta kalma gibi yaklaşan bir olayla ilgili zorluk yaşayabileceğinden şüpheleniyorsanız, rutininizi birkaç gün önceden pratik etmek çocuğunuzun ruhsal olarak hazırlanmasına yardımcı olacaktır.  Ayrılıkla ilgili sadece çocuğunuzun ayrılığa hazırlanması değil, sizin de kendinizi hazırlamanız ve bu durumun üstesinden beraberce geleceğinize dair güven oluşturmanız gerekmektedir. Suçluluk duygularınızdan arınmış bir ayrılık çocuğunuzun kaygısını azaltacaktır. Siz kendinizle ilgili bu duygularla baş ettikten sonra, öncelikle çocuğunuza bu yaşanacak  olası ayrılığı anlatın. Özellikle basit ve yalın kelimelerle ve olumlu bir ses tonuyla ne kadar süreyle ve neden ayrı kalacağınızı anlatın. Çocuğunuzun da soru sormasına, kendi duygularından bahsetmesine fırsat verin. Siz yokken örneğin okulda veya evde nasıl vakit geçireceğinden, görüşmediğiniz sırada sizin onu düşüneceğinizden bahsedin, onun da sizi düşünebileceğini ona öğretin. Sevginin sürekli olduğundan, ne kadar uzakta olunursa olunsun azalmayacağından söz edin. Onu daima sevdiğinizi ve düşündüğünüzü açık bir şekilde ifade edin.

Çocuklarınıza, onları endişelendiren durumlarda kullanabilecekleri stratejiler de öğretebilirsiniz. Bunun bir yolu, çocuğunuza evini hatırlatan küçük ve kişisel bir şey olan, ceplerinde saklayabilecekleri ve sevdikleriyle bir bağ hissetmeleri gerektiğinde çıkarabilecekleri bir geçiş nesnesi vermek olabilir.

Çocuklar bu kaygıyı, stresi deneyimleyen tek kişi değildir. Endişeli ebeveynler çocuklarının kaygısını arttırabilir, bu nedenle kendi stresinizi de yönetmek adına adımlar atın. Çocuğunuzun kendi stresinizi üstlendiğinden şüpheleniyorsanız, kendi ruh sağlığınızı bir öncelik haline getirin. Kendi öz bakımınızı öne koymak bencilce değildir: Çocuğunuzun kendini güvende hissetmesi için ihtiyaç duyduğu şey kendi duygularının farkında olan ve bu duygularla baş edebilen bir ebeveyndir. Ayrılık aşaması çocuklar için her ne kadar zorsa, çocuklarının olağanüstü bu süreci atlatmalarına yardımcı olmaya çalışan ve bu süreçte oldukça hayal kırıklığına uğramış, yıpranmış ebeveynler için de aynı derecede zor olabilir.

Tek bir sihirli kelime hep akılda tutulmalıdır; “Geçecek.”



× WhatsApp İletişim