24 Ara 2017 Nehrin Hangi Kıyısı?
Anne babalara çocuk yetiştirmekle ilgili en önem verdikleri konular sorulduğunda; başarı, mutluluk, iyi ahlak sahibi olma, sosyal olarak beceriklilik gibi yüksek değerlerden söz ederler. Çok da haklıdırlar. Ancak günlük yaşam koşuşturması içinde bir yandan da çocuk yetiştirmeye çalışırken pek çok zaman bu değerler hiç akla gelmez ve tek düşünülen durumu kotarmak, çatışmayı çözmektir.
Bitmeyen ödevler, kapanmayan televizyonlar, darmadağın odalar, sürekli benim suçum değil tekrarları içinde en büyük dileğinizin o günü tamamlamak olduğu eminim çok başınıza gelmiştir. Hele o gün bir filmde ya da gerçek hayatta her şeyi mükemmel yapıyormuş gibi görünen bir anne-baba ile karşılaşmışsanız üzerine bir de yetersizlik duygusu çoktan eklenmiştir.
O anne-babalar organik şampuan kullanan, evde hep klasik müzik dinleyen, tablete eli değmemiş çocuklarını haftasonları müzelere götüren ve hiç tükenmiş hissetmeyen duruşlarıyla nasıl da ümidimizi kırarlar.
Öncelikle anne-babalıkta mükemmellik değil, yeteri kadar iyi olma hali vardır. Sağlıklı olan da budur.
İkinci olarak da günlük yaşam krizleri eğer bilinçli ele alınırsa hepimizin en yüksek ebeveyn hedeflerini gerçekleştirecek çok kıymetli deneyimlere dönüşebilmesidir.
Yani bir çatışmayı çözerken çocuğunuza sağlayacağınız katkı, el ele müze gezerken yapacağınız sohbetten daha az kıymetli değildir. Yeter ki farkında olun ve sağlam durun. Sağlamlık ve sağlıklı olma hali sakince akan bir nehrin ortasındaki sandalda seyahate benzer; huzurla yol alırsınız. Suyun akışı biraz değişirse ona göre esneyebilirsiniz.
Nehrin bir yanı katı ve değişmez kuralları, diğer yanı karmaşa ve belirsizliği temsil eder. Eğer iki tarafa da çarpmadan ama iki tarafa da eşit mesafede bir ortalama yapabilirseniz akışınız güvenle devam edecektir.
Ebeveynlikte iki tarafı ortalamak bir yandan çocuktaki duyguya temas edip onu anlarken diğer yandan gerçeklik ve sınırları tesis edebilmektir.
Çocuğunuz duygu seline kapılıp zıvanadan çıktığı anda (yani kuralların hiç olmadığı kıyıya çarptığında) önce duyguya temas ederek o sandala atlayın. Ancak bu şekilde tekrar ortalayabilirsiniz.
İstediğim dondurmayı yiyemediğin için çok kızgınsın, anlıyorum ben de olsam böyle hissederdim! Keşke bunu yiyebilseydin!!! Artık sandala atladınız. Duygu selindeki çocuğunuza öbür kıyıdan seslenmediniz. Şimdi birlikte kürek çekebilirsiniz.
Midenin önce sağlıklı yiyecekle dolması lazım, sonra dondurma yiyebilirsin. Haydi gel buzlukta seni bekleyebileceği güvenli bir yere koyalım. Uyum, duygunun kabulü gerçekleşmeden gerçekleşmez. Davranışı sınırlama ise sıralamada mutlaka daha sonra gelmelidir. Duygunun anlaşıldığı ve söze dökülerek yatıştırıldığı kriz durumları çocukların nörolojik olarak beyin gelişimlerine yardım eden önemli egzersizlerdir. Çocuklar beyinlerini entegre etmeyi, sorun çözmeyi, empatiyi bu şekilde öğrenirler.
Günlük hayat içindeki çatışmalar nasıl ele alındığına bağlı olarak çocuğunuz için koyduğunuz yüksek hayat hedeflerine yardım eder. Ayrıca çatışmalar, çocuklarınızla bağ kurmaya yardım eden enstrümanlardır. Elbette zorluklar her zaman olacaktır. Önemli olan yaşamdan ve birbirinizden keyif almaya devam etmenizdir.
Sağlık ve huzur dileklerimle…
Kaynakça:
Chidekel, D. (2002). Parents in charge: Setting healthy, loving boundaries for you and your child. Simon and Schuster.
Pearson, L.J., & Stamford,L.A.(2005). The Discipline Miracle: The Clinically Proven System for Raising Happy, Healthy, and Well-behaved Kids. Amacom
Siegel, D. J., & Bryson, T. P. (2011). Bütün – Beyinli Çocuk.
Uzman Psikolojik Danışman
Çocuklar ve ailelerle çocuk merkezli aile müdahaleleri ve çocuklarla bireysel terapi üzerine çalışmaktadır.