Ergenlikte Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu

Ergenlikte Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu

Ergenlik, gencin kendisi için de çevresi için de oldukça karışık ve fırtınalı bir dönemdir. Bu dönemde, ergenlerin bedensel değişiklikleriyle ilgili duyguları kabul etmeleri, kişilik ve kimliklerinin şekillenmesi ve toplumsal beklentilere uyum sağlamaları gerekir. Ergenler, yeni okullara geçme, bedensel değişiklikler ve aileden ayrılma gibi birçok değişimle yüzleşmek durumunda kalırlar.

Hali hazırda ergenlik bu kadar çalkantılı bir dönemken, peki dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu olan gençler bu dönemi nasıl deneyimlemektedirler?

Ergenlikte Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite BozukluğuErgenlik döneminde, DEHB için tipik bir model yoktur. Semptomlar cinsiyete, hangi tür DEHB’ye sahip olduklarına, bulundukları çevreye ve bireysel özelliklere göre değişiklik gösterebilir. Genel olarak, ergenlikte DEHB’nin hiperaktivite belirtilerinde azalma gözlenirken, dikkat eksikliği belirtileri daha ön plana çıkar. Bu iyi bir haberdir. Ancak çocukların liseye geçmesiyle hem akademik hem de sosyal olarak beklentiler büyük ölçüde artar ve bu durum DEHB’si olan gençler için zorlayıcı deneyimlere neden olabilir.

Gelişimsel olarak, gençlerin daha fazla özerklik alabilmeleri, kendilerini idare etmeleri beklenir; çocukluk dönemine kıyasla okullarında, ev ortamlarında daha az yapı ve daha az gözetime maruz kalırlar. Sınırlar ve denetim azaldıkça, DEHB’li gençlerin karşılaştığı zorluklar artış gösterebilir; kendilerini kontrol etmek, ilişkilerini sürdürmek, işlerini organize etmek daha zor bir hal alabilir. DEHB’li gençlerde, sadece akademik ortamdaki başarılarına değil, arkadaş ilişkileri, duygusal durumları gibi birçok alanda yaşadığı zorluklara dikkat etmek gerekir.

Akademik İşlevsellik

Ergenlik döneminde hiperaktivitenin azalmasıyla, dikkat dağınıklığı daha belirgin bir hal almaktadır. Ders çalışmama, ödevlerini yapmama, işlerini planlama ve sıraya koymada zorluk, işleri zamanında bitirmekle ilgili güçlükler, eşya kaybetme, basit hatalar yapma, konuşulanları, sorumluluklarını ve öğrendiklerini akılda tutmakta güçlük çekme en sık görülen belirtiler arasındadır. Genellikle gençler dikkat dağınıklığına bağlı olarak akademik sorunlarla karşılaşırlar; istedikleri ve hak ettikleri başarıyı elde edemedikleri için de hayal kırıklığına uğrayabilirler. Bu noktada ailenin ve öğretmenlerin desteği çok büyük önem taşır. Gencin kendini organize edebilmesi, planlayabilmesi adına destek olunması, gerekli görüldüğü noktalarda müdahale edilmesi gerekmektedir.

Akran İlişkileri

Ergenlik döneminde akran ilişkilerinin önemi artar, akranları tarafından beğenilmek, kabul görmek biraz daha ön plana çıkar. İsviçre’de Uppsala Üniversitesinde yapılan araştırma, DEHB’si olan ergenlerin yaklaşık yarısının akranlarıyla ciddi problemler yaşayabildiklerini; daha az karşılıklı arkadaşlık sürdürme eğiliminde olduklarını ve akranları tarafından görmezden gelindiklerini veya reddedildiklerini göstermektedir. Ayrıca, zorbalığın kurbanı olma ya da başkalarına zorbalık etme ihtimallerinin daha yüksek olduğu düşünülmektedir. Bu durumun sosyal ve iletişim becerilerindeki bozulmalardan kaynaklanıyor olabileceği düşünülmektedir; arkadaşlarını dinlemeyebilirler, önemli sosyal ipuçlarını yakalamakta güçlük çekebilirler, dürtüsel veya müdahaleci davranabilirler.

Peki çocuğunuza nasıl yardımcı olabilirsiniz?

Yapabileceğiniz en önemli şey çocuğunuzun kiminle vakit geçirdiğini bilmek ve siz veya başka bir güvenilir yetişkinle, arkadaşlık ve ilişki problemlerini konuşabilmesi için onu teşvik etmeye çalışmaktır. Yapılandırılmış bir ortamda sosyal fırsatlar sunmak, ders dışı etkinliklere katılımı teşvik etmek de büyük önem taşır.

Duygusal işlevsellik

Ergenlik yılları, tüm çocuklar için duygusal bir roller-coaster olma eğilimindedir, ancak DEHB’si olan çocukların duygu düzenlemede verdikleri mücadeleye bağlı olarak, bu yılları daha yoğun duygulanımlarla geçirebilirler. DEHB, kişinin kendini durdurabilme yetisini, duygularını ve aktivite düzeyini etkili bir şekilde yönetme becerisini olumsuz etkiler. Davranış söz konusu olduğunda, DEHB’li gençler ne yapmaları gerektiğini bilirler, ancak yapmaları gereken davranışları tutarlı olarak yapmakta güçlük çekerler. Bu, durum veya yapılması gereken işten bağımsız olarak, tepki vermeden önce durup, düşünememelerinden kaynaklanmaktadır. Davranışlarıyla ilişkili riskleri anlarlar, ancak otokontrol kapasiteleri genellikle kendilerini durdurma konusunda yetersiz kalır, bu da sıklıkla “düşünmeden hareket etme” davranışına neden olur. Düşünmeden hareket etme davranışına bağlı olarak aileleriyle, akranlarıyla ve toplumda sayısız problemle karşılaşırlar.

DEHB’li gençler ebeveynlerinden ve öğretmenlerinden, daha fazla duygusal desteğe ihtiyaç duyarlar. DEHB’li gençlerin özellikle dürtüsellikten kaynaklanan bazı davranışları çevreleri tarafından sinir bozucu olarak algılanabilir ve olumsuz tepkiler almalarına neden olabilir. Bu durum gençlerin kendilerine olan öz saygılarının azalmasına neden olabilirken aynı zamanda kimlik oluşumlarıyla ilgili kaygılarını tetikleyebilir. Kontrol edilmediği takdirde, bu davranışlar artabilir ve kaygı bozukluklarına ya da depresif semptomların ortaya çıkmasına neden olabilir.

Peki çocuğunuza nasıl yardımcı olabilirsiniz?

Çocuğunuzun güçlü yanlarına dikkat çeken yaklaşımları benimseyerek, neyin yanlış olduğunu “düzeltmek” yerine, nelerin iyi, doğru olduğuna odaklanabilirsiniz. Çocuğunuzun güçlü yanlarını ve ilgi alanlarını keşfetmesine destek olarak, özgüvenlerinin artmasına yardımcı olabilirsiniz.

Nasıl Yardım Edilebilir?

Yaş, zihinsel ve fiziksel gelişimine göre bir gencin tedavi planı farklı biçimlerde şekillenebilir. Gençlerin DEHB belirtileriyle yaşamayı öğrenmelerine ve başa çıkmalarına yardımcı olmak için biyolojik, psikolojik ve ailevi müdahalelere ihtiyaç vardır:

  • Odaklanma ve konsantrasyon sorunlarının altında yatan kimyasal nedenleri anlayabilmek ve bir yol haritası çizebilmek adına psikiyatrik bir konsültasyon alınması gerekebilir.
  • Aile görüşmeleri doğrultusunda ailenin, gençle ilgili atıflarının, onunla ilgili beklentilerinin neler olduğu, akranları arasında nasıl var olduğu kapsamlı bir şekilde ele alınmalıdır. Daha sonrasında gerekli görüldüğü takdirde bazı bilişsel testlerin uygulandığı bir değerlendirme, ailenin ve gencin daha doğru bir biçimde yönlendirilmesine yardımcı olabilir.
  • Gencin iç dünyasındaki kaygılar, korkular, deneyimlediği diğer zorluklar anlaşılmaya çalışılmalı ve bunlar üzerine düşünülmelidir. Bütün bu konular terapi içerisinde ele alınabilir.


× WhatsApp İletişim