Çocuklarımızla Depremi Nasıl Konuşmalıyız?

Çocuklarımızla Depremi Nasıl Konuşmalıyız?

Uzun bir süredir içinde bulunduğumuz ve hepimizin ister istemez değişip dönüştüğü, dünyanın büründüğü ‘‘yeni normal’’e uyum sağlamaya çalıştığı bu dönemde geçtiğimiz hafta İzmir’de yaşanan büyük depremle birçoğumuz yeniden sarsıldık. Deprem başlı başına güvenlik hissimizi sarsıntıya uğratan bir olay iken, bunun yedi aydır devam eden olağan dışı bir pandemi sırasında oluşu ruhsallığımızı daha da derinden etkilemiş olabileceği düşünülebilir… Peki depremi doğrudan yaşamasa da İzmir’deki depremi duymuş ya da zor görüntüleri izlemiş çocuklarımızla depremi nasıl konuşabiliriz?

Depremin ne olduğunu anlatın. Çocuklardaki korkulardan pek çoğu yanlış veya eksik bilgiden kaynaklanır. Özellikle hayal gücü gelişmekte olan bir çocuk, televizyonda bir deprem görüntüsü ile karşılaştığında ya da yetişkinleri bu depremle ilgili konuşurken duyduğunda bunu anlamlandırmakta zorlanabilir. Yetişkinler tarafından gerekli bilgiler verilmez ise zihnindeki bu boşlukları kendi hayal gücü ile doldurmaya çalışabilir. Bu da oldukça kaygı uyandırıcı olabilir. Dolayısıyla çocuklarınıza depremin ne olduğunu yaşına uygun kelimelerle anlatmak çok önemlidir. Bunun yağmur gibi, rüzgar gibi ya da fırtına gibi bir doğa olayı olduğunu, üzerinde yaşadığımız dünyanın altındaki kayaların aslında ufak ufak hep hareket ettiğini, doğada gördüğü dağların, tepelerin ve denizlerin birçoğunun da bu hareketler sonucu oluştuğunu, zaman zaman bu hareketlerin daha büyük olduğunu ve daha fazla hissedildiğini, bizim de evlerimizde bu sebeple sallandığımızı anlatabilirsiniz.

Deprem ile ilgili hissettiği duyguları kabul edin. Zor bir olay karşısında kendimize ve yakınlarımıza otomatik olarak verdiğimiz ilk tepki çoğu zaman ‘Korkma, bir şey olmadı’dır. Halbuki bunu söylerken sinir sistemimiz büyük ve tehlike uyandıran bir olay yaşadığını bilir ve duyduğumuz ile bedenimizde duyumsayıp deneyimlediğimiz birbiriyle eşleşmez. Kaza gibi ya da doğal afet gibi ani gelişen zor bir olay sonrasında her şeyin iyi olduğunu ve korkacak bir şey olmadığını söylemek, çocukların duygularını anlamlandırmalarının önüne geçer ve deneyim ile hissedilen duygu arasında bir kopukluk oluşturur. Bu da çocukların bedenlerinde ve duygu dünyalarında hazmedilememiş bir yemek gibi kalır. Bu gibi olaylar sonrasında aklımızın karışmasının, endişelenmemizin ya da korkmamızın çok normal olduğunu duymak çocukları rahatlatır. Bu duygularını konuşulabilir kılmak, onları merakla dinlemek ve hissettiklerini ciddiye almak önemli.

Çocuğunuzun sonraki tepkilerini takip edin ve bunları onunla konuşun. Endişe, korku gibi duyguların her çocukta farklı şekilde ortaya çıktığını, kimilerinde içe kapanma ve sessizleşme ile, kimilerinde ise fazla hareket ihtiyacı ya da öfke ile kendini gösterebileceğini hatırlamak ve bu tepkileri takip etmek önemli. Çocuğunuzun ihtiyaçlarını gözlemleyip bu duygunun regüle edilebilmesi için uygun etkinliklere başvurulması iyileşmeye yardımcı olabilir. Örneğin çocuğunuzun öfke patlamalarının arttığını fark ediyorsanız, bu enerjiyi atabileceği daha bedensel olarak hareketli oyunları ve aktiviteleri tercih etmek, içe kapanma ve sessizleşme gibi bir durum gözlemliyorsanız ise doğada sakin bir yürüyüş yapma ya da hamurlarla oynama, resim yapma gibi daha sakin yöntemlere başvurmak iyi gelebilir. Özellikle tensel temasın ve yakınlığın bu gibi zor yaşantılar sonrasında iyileştirici gücünü artık çok daha iyi biliyoruz! Fiziksel yakınlığı seven ve bunu tercih eden bir çocuğunuz var ise bu dönem bunları arttırmakta fayda var. Sarılmak, hem regüle eden (anne-baba) hem de regüle olan (çocuk) için iyileştirici!

Çocuklarımızla Depremi Nasıl Konuşmalıyız?

‘‘Ya size bir şey olursa… Annem/babam ölürse? … Beni kim koruyacak?’

Deprem gibi doğal afetlerde çocukların belki de duymaya en çok ihtiyaç duydukları ve onayını aradıkları şey: anne-babalarının onları koruyacakları. Doğal afetlerin en acımasız ve en zorlayıcı tarafı ise kontrolümüzün neredeyse hiç mümkün olmadığı nadir durumlardan biri olmaları. Çocukların bu sorularını dinlerken altta yatan yalnız kalma korkusu, ölüm korkusu gibi duygularını duyabilmeniz ve bunların doğal olduğunu ve bunları hissedebileceğini, haklı olduğunu anladığınızı belirten bir tutum sergilemek – ancak beraberinde dikkati şu ana, şimdiye çevirmek, şuan güvende olduğunu ve birlikte olduğunuzu vurgulamak rahatlatıcı olabilir. Deprem olduğunda insanları güvende tutmak için tüm gücüyle çalışan bir çok yetişkinin olduğunu hatırlatmakta da fayda var. ‘‘Bize ne olacağını maalesef kimse bilemez’’ gibi zorlu yetişkin gerçekleri ve belirsizlikleri ile çocukları yüzleştirmek, kaybetme korkularını ve kaygılarını tetikleyeceğinden, uzak durmamız gereken söylemlerdendir.

İstedikleri oyunları oynamalarına izin verin. Bunu biz çocuk ruh sağlığı uzmanları hep söyleriz. Ancak bu dönem, bu zorlu olayın ardından, kaygının ve korkunun panzehri: oyun. Oyun içerisinde çocuk depremi yeniden canlandırabilir, eşyaları düşürebilir, bazı şeylerin kırıldığını, yıkıldığını canlandırabilir ve bu çok anlaşılırdır, sağlıklıdır. Çocuk, bu oyunlar aracılığı ile kontrol duygusunun kaybolduğu bu kaygı uyandırıcı olay karşısında kendi oyununda bunu istediği şekilde canlandırarak yeniden bir kontrol duygusu hisseder. Anlamlandırmakta zorlandığı karışık duygularını bu oyunlar aracılığı ile dışa vurur. Oyunlara depremi getirmek çok ama çok iyileştiricidir.

Çocukların yanında haberler kanallarını kapalı tutun. Deprem ile ilgili görüntülere, gelişmelere, ölümlere ve hatta kurtarılanlara tekrar tekrar maruz kalmak çocuklar ve biz yetişkinler için oldukça tetikleyicidir; sinir sistemlerimizi bunu yeniden yaşıyor gibi harekete geçirir. Özellikle çocukların yanında deprem gelişmeleri hakkında bilgi paylaşımında bulunmamak ve televizyonda bu kanalları açık bulundurmamak önemli. Özellikle yaşı daha büyük ve aradıkları soruların yanıtlarını internette arayabilecek çocukların merak ettikleri şeyler hakkında anne-babaları ya da güvendikleri bir yetişkine başvurabileceklerinin hatırlatılmasında fayda var.

Tüm bunların geride kalmasını umuyorum. Hepimize geçmiş olsun.


× WhatsApp İletişim