13 Şub 2014 Çocuğun Gelişim Sürecinde Yabancı Korkusu ve Ayrılma Kaygısı
6-9 ay civarı bebeklerin çoğunda korku reaksiyonlarının başladığı görülmektedir. Bu korku sıklıkla bebeğin o zamana kadar tanımadığı, yeni karşılaştığı yabancı kişilere yöneliktir ve “yabancı korkusu” olarak adlandırılır. Yine bebeğin ebeveyni veya bakıcısının bir süreliğine ondan ayrılmak durumunda kaldığı durumlarda da korku reaksiyonu görülmeye başlar ki bu “ayrılık kaygısı” dır.*
Bu aylarda neden yabancılara yönelik korku gelişir? Pek çok araştırmacı; çocukların hatırlayıp bildiği şeyler ile tanımadığı şeyleri karşılaştırabilme yeteneğinin gelişmesiyle beraber bu korkuların gelişmeye başladığını söyler. Yabancı korkusu da çocuğun tanıdığı yüzler ve yerlerle tanımadıkları arasında ayrım yapabilme yeteneğinin gelişmesinin bir sonucudur. Diğer bir yaklaşım da, korkunun daha çok biyolojik bir programlanma olduğu yolundadır. Bu araştırmacılara göre tanıdık olmayan bir yüz ya da ortam, doğal bir tehlikenin varlığına dair bir ipucudur. Ve çocukta bu korku, tehlikelere karşı hayatta kalmaya yönelik bir program olarak oluşur.
Yabancı korkusuyla baş etmek için neler yapılabilir?
- Yabancı kişilerin olduğu yeni bir ortamda çocuğunuza yakın olun. Bakıcısı veya ebeveyni ona yeteri kadar yakın olmazsa çocuğun korku reaksiyonu artacaktır.
- Çocuğunuz için yabancı olan bu kişilere karşı pozitif duygular hissettiğinizi gösteren davranışlarda bulunun. Gülümseme, pozitif ses tonu ile konuşma, dostça bir iletişim hali çocuğunuzun korku hissini azaltacaktır.
- Yeni yerde yabancılarla karşılaşmadan önce çocuğunuzun rahatını sağlayarak onun kendini iyi hissetmesine yardımcı olun. Ör.sevdiği oyuncağını da beraberinizde getirebilirsiniz.
- Yeni kişilerin çocuğunuza sakin, nazik ve yavaşça yaklaşmasını sağlayın. Ani dokunmalar, yüksek sesli tepkiler onu rahatsız edecektir.
- Eğer çocuğunuz yeni kişinin yakınlaşması karşısında ağlar ya da korku dolu gözlerle bakarsa şimdilik bu kadar yakınlaşmanın yeterli olduğunu düşünerek ara vermeniz, daha sonra tekrar denemeniz uygundur.
Büyümekte olan bebek genelde 10 aydan itibaren ayrılmaya kaygı ile birlikte bir tepki vermeye başlar. Bu kaygı 13 ila 18 ayları civarında en yoğun şekliyle yaşanır, iki yaştan sonra ise gittikçe azalır. Ancak ayrılma, çocukluktan yetişkinliğe gelişimin her döneminde bireyi etkilemeye devam eder. Çocuk, gelişimin doğal süreci içerisinde annesine her zamankinden daha yakın olmakta, onun yanında olmadığı zamanlarda kaygı tepkileri göstermektedir. Bu kaygı tepkileri bebeklikte ağlamayla kendini göstermektedir.
Ayrılık Kaygısıyla Baş Etmek İçin Neler Yapılabilir ?
- Ayrılıkla ilgili sadece çocuğunuzun ayrılığa hazırlanması değil, sizin de kendinizi hazırlamanız ve bu durumun üstesinden beraberce geleceğinize dair güven oluşturmanız gerekmektedir. Suçluluk duygularınızdan arınmış bir ayrılık çocuğunuzun kaygısını azaltacaktır.
- Siz kendinizle ilgili bu duygularla baş ettikten sonra, öncelikle çocuğunuza bu ayrılığı anlatın. Özellikle uzun süreli ayrılıklardan birkaç gün önce basit ve yalın kelimelerle ve olumlu bir ses tonuyla ne kadar süreyle ayrı kalacağınızı, neden gittiğinizi ve onu bırakacağınızı anlatın. Ne kadar süre ayrı kalacağınızı bir tablo ya da takvim ile görselleştirebilirsiniz. Çocuğunuzun da soru sormasına, kendi duygularından bahsetmesine fırsat verin. Siz yokken nasıl vakit geçireceğinden, görüşmediğiniz sırada sizin onu düşüneceğinizden bahsedin, onun da sizi düşünebileceğini ona öğretin. Sevginin sürekli olduğundan, ne kadar uzakta olunursa olunsun azalmayacağından söz edin. Onu daima sevdiğinizi ve düşündüğünüzü açık bir şekilde ifade edin.
- Özellikle döndüğünüzde birlikte neler yapacağınızı somut örneklerle anlatın. “Eve geldiğimde birbirimizi kucaklayacağız, birlikte kek yapacağız ve arabalarla oynayacağız” gibi. Somut örnekler, genel anlatımlardan daha çok çocuğun duygularıyla baş etmesini sağlar.
- Özellikle uzun süreli ayrılıklarda sevginizi somutlaştıracak size ait somut bir eşya ile sizin varlığınızı hissetmesine yardımcı olun. Bu sizin ona hikaye anlattığınız, veya şarkı söylediğiniz bir kaset, veya birlikte çekilmiş bir fotoğrafınız olabilir. Uzun süreli ayrılıklarda, çocuğunuzun günlük bir rutinine devam ettiğinden emin olun. Tanıdığı ortamda kalması ve bildiği kişilerce bakılması onun kaygısını azaltacaktır. Yeni tanışacak bir bakıcı ise bu kişiye çocuğunuzun alışkanlıklarını anlatın, nelerden hoşlanıp hoşlanmadığı, belirgin kaygıları ve korkuları ve kişilik özelliklerini kendisine öğretin.
- Bakan kişiye siz yokken çocuğunuza sizden bahsetmesini isteyin. Sizi özlemesinin doğal olduğunu, isterse sizinle telefonda konuşturabileceğini ve sizin geri geleceğiniz hakkında güven vermesini öğütleyin.
- Ayrı kaldığınız zamanları telafi etmek için çocuğunuza gereğinden fazla hediye almayın. Suçluluğunuzun tuzağına düşüp çocuğunuzu mutlu etmeye çalışıp, onun her dediğini yapma çabasına girmeyin. Unutmayın kural koymak, ilişkiyi doğal akışında götürmek çocuğunuzun bu ilişkide kendini güvende hissetmesi için gereklidir.
- Döndüğünüzde çocuğunuzda ikilemli davranışlar ve duygular gözleyebilirsiniz. Bazıları sevinçle karşılarken, birçoğu uzak durur, öfke gösterir daha sonra yapışıp ayrılmak istemez. Bunların hepsi doğal davranışladır. Çocuğunuzun ayrılıkla baş etmeye çalıştığını ve kendi duygularını kontrol etmek için sizden uzak durduğunu gösterir. Bunları saldırı ya da geri çekilme olarak ele almayın. Döndüğünüzden ne kadar mutlu olduğunuzu, onu ne kadar özlediğinizi söyleyin, siz yokken çocuğunuzun neler yaptığını sorun ve sizin neler yaptığınızdan bahsedin.
- Çocuğunuzu eğitmek için onu bırakıp gideceğinize veya onu sevmeyeceğinize dair tehditlerle eğitmeye çalışmayın. Korkutma zayıf bir disiplin yöntemidir, etkisi bütün hayat boyu sürecek kaygı bozukluklarına neden olabilir.