Anneliğe Dair Farklı Yaklaşımlar

Anneliğe Dair Farklı Yaklaşımlar

Bir bebeğin büyüyebilmesi için onu büyütmek isteyen anne ve babasının olması gerekir. Bir bebeği büyütmek ise anne ve babanın kendi içindeki çocukla hesaplaştığında daha kolay olur, yoksa ebeveyn-çocuk ilişkisi tahtravelli dengesine benzeyebilir. Bir bebeği büyütmek için önce özellikle annenin içindeki çocuğu beslemesi, kucaklaması ve büyütmesi  gerekiyor sanırım… 

Çoğunlukla bir annenin her çocuğundaki annelik deneyimi de farklı olsa da, bir yetişkinin anneliğe yaklaşımı gibi belirli dinamikler üzerinden sınıflandırılabilir. Bu yazıda Psikanalist Joan Raphael-Leff’in annenin kendi çocukluğu, ebeveynleriyle ilişkisi ve yakın ilişkiye dair oturmuş düşünceleri üzerinden yaptığı sınıflandırmayı paylaşmak istiyorum. Bu yaklaşımları keskin sınırları olan yaklaşımlardan ziyade bir uçtan diğer uca uzanan bir yelpaze gibi düşünmeyi önererek, detaylandırmaya geçiyorum.

1. KOLAYLAŞTIRICI ANNE

Nasıl bir anne: Kolaylaştırıcı anne için anne olmak uzun süredir kurulan bir hayale kavuşmaktır. Doğuma kadar hayalindeki bebeği sıklıkla düşünür, bebeğini kucağına alacağı anın sıklıkla hayalini kurar, ancak çoğunlukla doğumu bir kavuşmadan ziyade ayrılık ve kayıp olarak yaşar.

Varsayımlar:

1. Annelik doğuştan gelen bir beceridir.

2. Artık ben diye bir şey yok , biz varız. 

3. Bebeğimin hep bana ihtiyacı var, her şeyiyle bebeğime uyum sağlamalıyım.

Nasıl bir anne olmak istenir: Cömert, yorulmayan ve her zaman orada olan bir anne.

Kolaylaştırıcı anne memeyi sınırsız bir şekilde sunar, bebeği ne zaman memeyi isterse istesin hiç geciktirmeden verir. Bebeğinden gelen her sesi bir olumsuzluk olarak yorumladığından, her zaman tetikte olmaya çalışır. Bebeğini gün içinde çoğunlukla kucağında taşır, fiziksel teması kesmek istemez, geceleri ise genellikle kendi yatağında tutmak ister.

Örnek:

“Bu aralar uykularımız çok bölük pörçük. Gün içinde de çok huysuzuz. Acaba dişimiz çıkacağı için mi? Neler denedim neler yine de susmuyor, sakinleşmiyor. Ne kadar yoruluyorum anlatamam, ama kimseye de bırakmak istemiyorum onu”

Nedeni ve Olası Etkiler: Anne hamilelik dönemindeki bir olma haline özlem duyar ve o hali yeniden yakalamaya çalışır. Bebeğine öfke ve nefret duymaktan korkar. Bebeklik ve erken çocukluk döneminde ya hiç ağlatılmamaya çalışılmış ya da ihtiyaçları yeterince karşılanamamış anneler olmanın etkisi de akılda tutulmalıdır.

Anne içeride taşıdığı bebeği artık dışarıda olsa da, yine vücudunun bir parçası gibi görüp taşımak ister. Ancak bebek anneden gelen en ufak bir ses veya anneden gelen sütün kokusu nedeniyle daha sık uyanabilir. Anne, bebekle gece gündüz bizzat kendisi ilgilenmek ister veya öyle olmayı gerektiğini düşünür, bu yüzden çift ilişkisi olumsuz etkilenebilir ve anne psikolojik zorluklar yaşayabilir. Bu annelerin bebekleri, annelerinden ayrılmakta, memeyi bırakmakta, tek başına uyumakta zorlanabilirler. Anneler ise çocuklarının yardım istemesine fırsat dahi vermeden birçok şeyi onun yerine yapmaya çalışabilirler. Çocuklarının olumsuz duygularına karşı daha geçirgen olabilirler ve ergenlik döneminden itibaren terk edilmişlik ve ihanet hisleriyle dolabilirler.

2. DÜZENLEYİCİ ANNE

Nasıl bir anne: Düzenleyici anne, annesel bağlılığı abartılan ve kadınları evde tutmak için uydurulmuş bir toplumsal mit olarak görme eğilimindedir. Doğumdan sonra, sosyal hayat ve iş hayatını içeren “gerçek hayata” bir an önce dönmek ister. Bir yandan iyileşmeye çalışırken, doğumun getirdiği ayrılığı ve acıları inkar eder ve bebeği yavaş yavaş tanıyacağı bir yabancı olarak kabul eder. Bu, tabii ki bilinçli bir seçim değildir, bilinçdışı gelişen yorumların ve algıların sonucudur.

Varsayımlar:

1. Anne olarak görevim bebeğimin olabildiğince hızlı sosyalleşmesini sağlamak. Onu başkalarının  taleplerine hazırlamak için dürtülerini düzenlemeyi öğretmeliyim. 

2. Bana bağımlı olmasına izin vermemeliyim.

3. Annelik doğuştan gelmez, öğrenilebilir ve kazanılabilir bir beceridir. 

Nasıl bir anne olmak istenir: Bebeğinin ev rutinlerine uyum sağlamasına çabalayan, o rutini takip eden, hamileliğin ve doğumun etkisini hızlıca geride bırakmış başarılı bir anne.

Düzenleyici anne, bebeğin bakımverenleri ayırt etmediğine inanır, bu yüzden bebeğinin hayatına bakıcıyı daha erken dönemde ve daha fazla devreye sokmak ister. Bebeğinin ihtiyaçlarını karşılayacak görevli kişileri belirleyerek bir rutin oluşturur, bebeğin bu rutini takip etmesini ister. Bebeğini düzenli aralıklarla ve belirli saatlerde besler. Bebeğin biberon ve emzik kullanmasını teşvik eder, ek gıdaya geçişini sabırsızlıkla bekler, devamında ise bebeği memeden keser.

Örnek: 

“Ağlıyor ama bunun açlıktan olmadığını biliyorum, çünkü onu en son 2 saat önce karnını doyurdum. Yatmadan önce altı da değiştirildi, uyanmasına da daha yarım saat var. Ona baktığımda üzeri açılmamıştı o yüzden üşüyor da olamaz. Bu yüzden yanına gitmedim, bir süre ağladı, bağırdı, sonra yoruldu ve yeniden uyudu”

Nedeni ve Olası Etkileri: Anne olmanın çocuksuz hayatından çalacaklarından endişelenir. Çok sevmekten ve sevilmekten korkar. Bebeğiyle hiç bağımlı olmamayı ayrışmak ve özgürleşmek için kolaylaştırıcı bir faktör olarak görür.

Bebek büyüdüğünde ilişkilerdeki yakınlıktan, ihtiyaçları için yardım istemekten kaçınan ve kendine ayrı bir dünya (kitap kurdu olmak, spor tutkunu olmak gibi) kuran biri olabilir. Anne ise çocuğuyla arasında bir duvar olduğunu hissedebilir, çocuğunun duygusal taleplerini şımarıklık olarak görebilir.

3. MÜŞTEREK ANNE

Nasıl bir anne: Müşterek anneler, Kolaylaştırıcı anne ile Düzenleyici anne arasında bir yerde görünse de, bebek bakımıyla ilgili kendilerine özgü bir felsefeye sahiptirler. Annelik doğuştan geldiği kadar, bebekle beraber oluşturulacak bir kimlik olarak görülür. Bebeğinin hayatını tamamen kolaylaştırma veya onun davranışlarını düzenleme modelinden ziyade, bu yaklaşımda dönüşüm ve uzlaşma inancı baskındır.

Varsayımlar:

1. Bebekler ilişki kurabilen, hem bağımlı olmaya hem de sosyalleşmeye ihtiyaç duyan ayrı bir kişidir.

2. Her şeyi kontrol edemem, hayatım kesinlikle değişecek.

3. Mükemmel düzen yok, değişiklikler yapmak gerekecek.

Nasıl bir anne olmak istenir: Anne olmak bir yolculuk, yeterince iyi olmaya çalışan, bebeğe bakarken kendi ihtiyaçlarını da unutmayan bir anne.

Müşterek anne, karşılıklı sevgiye ve işbirliğine inanır. Bebeğin, ihtiyaçlarının ayrı şekilde ele alınmaya hakkı olduğunu bilir. Bebeğinin bekleyememesine, duygusal ve fiziksel ihtiyaçlarına göre birtakım esneklikler gösterir ve yetişkin hayatından bir miktar taviz verir. Ancak bu, bebeğinin ihtiyaçlarını hep ön planda tutmak, aile yaşamını tamamen bebeğinin ritmine uyarlamak veya bebeğini aile ritmine uydurmaktan farklıdır.

Günlük rutinler ve aktiviteler bebeğin ruh hali, gelişimi ve değişen ihtiyaçları ile ailenin gündemine ve bakıcı desteğine göre yeniden değerlendirildiği için sürekli olarak ayarlamalar yapmaya özen gösterir.

Örnek:

Üç haftalık Alice’in annesi “Bana bakıp beni tanıyabilen ve beni olduğum gibi kabul edebilen birine sahip olmak harika bir his” dedi. “Hep beraber yeni bir dünyayı keşfediyoruz; biz onu tanırken, o da bize ebeveyn olmayı öğretiyor. Onun farklı farklı ağlamalarını olduğunu öğreniyorum ama bazen anlayamıyorum. Bebeğim çaresiz değil; bakıyorum da kendine ait kararları ve istekleri var. Genellikle tetikte ama keyifsiz değil; etrafını izliyor ve etkileşime geçiyor. İnsanları seviyor, ama ben müsait değilsem ve karnı acıktığında onu bekletirsem, bana kızabiliyor sabırsızlanabiliyor. Mesela çok acıktığında meme ucunu tam kavrayamadığını ve emmek yerine ona vurduğunu keşfettim.”

Nedenler ve Olası Etkiler: Yeterince iyi bir annelik almış olmak, anneliğe dair ruhsal bir hazırlık yapmış olmak, doyum veren bir çift ilişkisine sahip olmak, mükemmeliyetçilikten uzak esnek bir düşünme yapısı inşa edebilmiş olmak bu tarz bir anneliği doğurabilir.

Müşterek anneler, çocuğun farklı gelişim evrelerinde zorlansalar da dengeyi daha hzılı bulabilirler ve anne olmanın keyfinden daha çok faydalanabilirler. Bu annelerin bebekleri başkalarıyla daha rahat ilişki kurabilirler, büyüdüklerinde ise ilişkiler gibi okulda, işte daha işlevsel kişiler olma eğilimi gösterirler. Elbet zorlandıkları anlar olur, o anlarda başkalarından yardım isteyebilme ve duygularını ifade etme kapasiteleri daha gelişmiş olur.

Yazar

Cansu Torun
Uzman Klinik Psikolog


Kaynakça

Kaynak: Raphael-Leff, J. (1995). Pregnancy: The inside story. Rowman & Littlefield.



× WhatsApp İletişim