10 May 2012 Yaşamsal Kararları Alma Süreçleri
Herkesin yaşam kurgusu, alınan kararlara ve yapılan seçimlere göre belirlenir. İnsan kendini bildi bileli sürekli seçimler yapmak, belli kararlara varmak ve bunları uygulamak durumundadır. Yaşam öyküsü de buna göre şekillenir. Yani kararlar almak ve seçimler yapmak yaşıyor olmanın doğal bir sonucudur; basit bir an olarak tanımlayabilecegimiz anlarda bile kararlar almaktayız.
Ancak bazen alınan kararların kişinin yaşamını önemli oranda değiştirebilecek türden olduğu düşünülür. Bu durumda karara varmak her zamankinden daha zordur. Hele hele karar, bir seçim yapılmasına yönelikse iş daha da zorlaşır. Çünkü seçim yapmak demek diğer alternatiflerden vazgeçmeyi gerektirir; yani belli kayıpları. Böyle olunca bazen kişiler kararsızlık durumunda oyalanmayı tercih edebilirler. Seçim yapılmadığı sürece bir kayıp yoktur ama kazanç da yoktur. Üstüne üstlük belirsizlik vardır; ki bu aslında çoğu insan için en istenilmeyen durumdur. Bazen de yalnızca belirsizlikten kurtulmak için bir karar verilir. Bunun sonuçları da tahmin edilebileceği gibi pek de arzulanır durumları içermez.
Kişileri terapiye getiren önemli meselelerden biri yaşamsal kararları almanın zorluklarıdır. Terapi sürecinde kişiler, farkında oldukları ve olmadıkları bir çok duygu ve etkeni daha farklı bir biçimde algılamaya, kendilerini güdüleyen sebepleri etraflıca anlamaya başladıklarını yani zihinlerinin berraklaştığını fark ederler. Önemli ya da önemsiz gibi görünen her türlü karar alma süreci aslında kendi duygu ve isteklerinin farkında olmayı, durumları ve olayları olması istenilen biçimde değil, olduğu gibi anlayabilmeyi ve bu durumları etkileyen kişisel kaygı ve korkuların bilincinde olmayı gerektirir.
Psikoterapi de tam olarak bunun için vardır. Kişiler psikoterapi sürecinde kendilerini çalışmaya başladıklarında, kendi iç dünyalarını farklı bir düzeyde derinlemesine anlayarak yaşamlarını sürdürdüklerinde yaşamlarını belirleyecek kararları alma süreçleri de tabii ki daha gelişmiş bir düzeyde gerçekleşecektir.