11 Haz 2014 Y Kuşağı
Y kuşağı Türkiye’de yaşanan son dönem çalkantılarla birlikte sıklıkla gündeme geldi ve merak edildi. Her kuşağı ayırt eden çok farklı ve zengin özellikler olsa da Y kuşağı kabaca 80 ve 90’lı yıllarda doğan gençler olarak tanımlanabilir.
Peki Y kuşağını önceki kuşaklardan farklı kılan özellik nedir? Y kuşağı gençleri ‘lidersiz önderler’ dir. Bir lider yaratmak ve ona biat etmek, kayıtsız şartsız tabu haline getirip onun etkisi altına girmek yerine ortak akıl doğrultusunda hareket etmek ister. Bu gençler için ayrışmak değil, benzeşmek; aşmak değil, birlikte üretmek, herkesten daha fazla sorumluluk alıp öne çıkmak değil, kolektif çalışmak önemlidir. Bu felsefeyle de bir sürü olmak yerine, içindeki bireylerin her birinin kendi aklı ve kendi çabası olduğu, bir arada gözlemlendiğinde tek bir organizma gibi de görülebilen bir karınca kolonisine benzerler. Her bir üye bir şeyler üretir ve yaratırken ortak bir amaca hizmet etme becerisine de sahiptirler.
Y kuşağı gençlerinin önceki kuşaklara oranla çok daha özgüvenli olduğu söylenebilir. Bunu büyük ölçüde ihtiyaç duyduklarında orda olan ve bu ihtiyacı karşıladıktan sonra alanı yeniden onlara bırakan ailelerine borçlulardır. Ebeveynlerin bu duruşu sayesinde bu kuşak önceki kuşaklardan farklı olarak ergenlikte büyüme ve bireyselleşme süreçlerini ebeveynlerinden mesafe alarak değil, destek alarak gerçekleştirmeyi tercih etmektedir. Bu nedenle önceki kuşaklar kadar yoğun bir kuşak çatışması yaşamadıkları söylenebilir.
Özgüven, yaratıcılık gibi olumlu özellikler bir yana, Y kuşağı kendine odaklı, savunmacı, hatta nezaketsiz bir nesil olduğu yönünde eleştirilebilmektedir. ‘Lütfen’ ve ‘teşekkürler’ gibi cümleleri pek kullanmadıkları, üst kuşaklara isimleri ile hitap ederek, sosyal kuralları hiçe saydıkları, bir ötekinin ne hissettiği veya düşündüğünden çok kendi istek ve ihtiyaçlarına odaklandıkları ve en ufak bir eleştiride oldukça kırılgan bir tutum içine girdikleri görüşü paylaşılmaktadır. İlginç bir şekilde Y kuşağı gençleri ile yapılan bir araştırma onların da bu tanımlamaları kabul ettiklerini göstermektedir.
Peki bu gençlere nasıl yaklaşılmalıdır? Araştırmalara göre, iletişim becerileri kuvvetli, bir sorun karşısında kendi içine dönebilen ve sorunları bir problem değil gelişim fırsatı olarak görebilen kişiler Y kuşağı gençlerle ilişkileri çok daha etkin bir şekilde yönetebilmektedir. Yani yeni gençlerle daha olumlu ilişkiler kurmak isteyen birinin durumları kişisel olarak algılamaması, gençlerle güç çatışmasına girmeden onlara yapıcı eleştirilerle yaklaşması önemlidir.
Otorite ve yakınlığı aynı anda sağlayan ebeveyn modeli sayesinde Y kuşağı üst kuşaklarla hem nesil farkını dikkate alan hem de yakınlık kuran bir ilişki kurabilmektedir. Bu nedenle bu gençlerin kimi zaman nezaketsiz olarak adlandırılabilecek yaklaşımlarını da kişisel algılamamak ve onların ilişkisel mesafeyi ayarlayabileceklerine güvenmek önemlidir.
Bir değer yaratabilme ve başarıya ulaşabilmenin yolu yaratıcılık ve yapılan işe tutkuyla bağlanmaktan geçer. Y kuşağının değer üretmekten anladığı da tam anlamıyla budur. Üst kuşakların sınırlara ve kurallara fazlasıyla odaklanması Y kuşağının tutku, yaratıcılık, insiyatif ve akıl becerilerine alan açmalarını engeller ve büyük bir potansiyelin kaybolmasına neden olur. Bu nedenle gençlerin daha verimli ve tatmin edici işler çıkarabilmesini sağlayacak şekilde kuralların yeniden gözden geçirilmesi, gençlerin bunlara eleştiri getirmelerine ve kendi argümanlarını sunmalarına alan açılması gereklidir.
Uzman Klinik Psikolog