Sevgi, Mizah ve Sabır: Yeni Ebeveynler İçin İlişki İpuçları

Sevgi, Mizah ve Sabır: Yeni Ebeveynler İçin İlişki İpuçları

“Bir çocuğun üç ebeveyni vardır. Anne, baba ve annesi ile babasının ilişkisi. Bu üçüncü ebeveyn çok önemlidir.” – Byron Norton

Son zamanlarda gündemde olan ve hem güldüren hem düşündüren Lohusa filminde olduğu gibi bir bebeğin doğumu ile çift ilişkisi dramatik bir şekilde değişir. İki kişilik dünyanın tam ortasına tüm odak ve enerjiyi kendisine çeken bir üçüncü eklenir. Artık sadece iki sevgili değil, iki takım arkadaşı doğar. Tamamen değişen düzen, uykusuz geceler, hiç bitmeyen bakım telaşı, artan finansal sorumluluklar ve daha nice değişiklikler ile çift hayatından bebekli hayata geçiş hiç de kolay değildir. Bu süreçte yeni anne ve baba henüz kendilerine bile zaman ayıramıyorken, ilişkilerine zaman ayırmakta epey zorluk yaşayabilirler.

Kırk yılı aşkın süredir ilişki sağlığını, boşanma sebeplerini, çift terapisinin etkilerini araştıran Gottman Enstitüsü’nde bebek gelişinin ardından çiftlerin nasıl etkilendiğine bakılan araştırmalar yapılmaktadır. Bu araştırmalar, çiftlerin %67’sinin ilk çocuklarının doğumundan sonraki üç yıl boyunca ilişki mutluluğunda bir düşüş yaşadığını göstermektedir. Odak bebeğe kaydıkça ve partnerler birbirlerine daha az zaman ayırdıkça, romantizm ve cinsellik azalırken, depresyon ve zıtlaşmanın da arttığı gözlemlenmiştir.

Bu yeni ebeveynler için gayet normal ve beklenen bir durumdur. Fakat bu olası kopukluğun seneler içinde kemikleşmemesi için ebeveynliğe geçişle etkili bir şekilde başa çıkmalarına yardımcı olacak yeni yollar bulmaları gerekir. Yeni ebeveynlerin en doğal istekleri hem bebeklerinin tadını çıkarmak hem de çift olarak mutlu olmaktır. Çiftlerin birbirleriyle bağlantıda kalmaları, stresi azaltmaları, çatışmaları yönetmeleri ve ebeveynliğe olumlu bir başlangıç yapmaları için birkaç ipucu derledik.

  1. Partnerinizin de zorlandığını hatırlayın: Doğumdan sonra yeni anne-baba kendilerini içinde buldukları yeni gerçekliğe alışmaya çalışırken epey duygusal, hassas ve yüklü hissedebilirler. Bu dönemde tahammülsüzlük, kızgınlıklar ve kırgınlıklar çok doğaldır. Ama unutmayın ki hem anne hem baba olmak beraberinde başlıca bir kimlik değişimi getirmektedir. Bu süreç hem sizde hem partnerinizde belki kendi çocukluğunuzdan beri taşıdığınız meseleleri ve yaraları tetikleyebilir. Bunu hatırlamak hem kendinize karşı hem de partnerinize karşı daha anlayışlı olmanıza yardımcı olacaktır.
  2. Arkadaşlığınızı koruyun: Gottman Enstitüsü’ndeki araştırmalara göre, ebeveynliğe geçişte bir çiftin arkadaşlıklarını ve mizah anlayışlarını korumaları daha az öfke ve zıtlık geliştirmelerine ve karşılarına çıkan zorluklara karşı daha donanımlı hissetmelerine yardımcı olmaktadır. Partnerinizin hayatındaki küçük de olsa gelişmeler ve ayrıntıları merak etmek, sorular sormak, espri anlayışınızı canlı tutmak ve beraber kıkırdamak koruyucu olabilir. Tabii mizah günlük hayatı yumuşatmak için kullanılmalıdır, ihtiyaçları görmeyi reddetmemek ve dalga geçmek için değil.
  3. Günlük stres azaltıcı bir konuşma yapın: Günlük hayatta yaşadığınız zorlanmaları, hayal kırıklıklarını ve stresleri konuşmak birbirinize alan açma, empati gösterme ve destekleme fırsatı sunar. Her gün ufak da olsa baş başa sohbet etmeye zaman ayırmak gün sonunda rahatlamanıza, teşvik etme ve edilmenize ve bağlantıda kalmanıza yardımcı olabilir. Duyulduğunu ve anlaşıldığını hissetmek istenmeyen gerilimlerin ilişkiye yansımasını da önleyebilir.
  4. Önden hazırlık yapın: Henüz bebek gelmeden doğum sonrasını planlamak sadece fiziksel değil ruhsal da bir süreçtir. Doğum sonrası kimden nasıl bir yardım beklentiniz olacak gibi lojistik konuların yanı sıra, çift ilişkinizde öngörebildiğiniz zorlukları önden konuşmak ve olası çözümleri beraber düşünmek de iyi bir fikir olabilir. Not: Doğum sonrası çok sevdiğim bir motto: “Herkes kendi çocuğuna baksın!” – Lohusalık döneminde yeni anne ve baba tamamen bebeklerine odaklanırken, yardımcı olmak isteyen aile büyükleri de ev işlerine ve yeni doğum yapmış anneye destek verebilirler.
  5. 5. Sabır, sabır, sabır: Zaman zaman kadınların üzerinde doğumdan kısa bir süre sonra eski formlarına ve cinselliklerine dönmek gibi baskı oluşabilir. Cinselliğe dönmek için doktorların önerdiği, bedenin fiziksel olarak toparlaması için geçmesi gereken minimum sürenin yanı sıra duygusal ve zihinsel olarak da hazır olmak son derece önemlidir. Herkes için bu süre farklılık gösterebilir. Bebeğinizle nasıl sabırlı olmayı öğreniyorsanız, birbirinizle de sabırlı olmaya çalışmaya özen gösterin.

Hayatınızın bu yeni döneminde, yeni kimliklerinizle birbirinizi takdir etmenin ve sevmenin yeni yollarını bulacaksınız. Unutmayın ki çocuğunuza verebileceğiniz en güzel hediyelerden biri, aranızdaki güçlü ilişkidir.

Uzman Psikolog

Doğum Psikoterapisti

Lal Koyuncu



× WhatsApp İletişim