Erken Dönemde Dil Gelişimi ve Gecikmiş Konuşma

Erken Dönemde Dil Gelişimi ve Gecikmiş Konuşma

Konuşmanın ortaya çıkması, gelişim sürecinde her anne-babanın heyecanla ve sabırsızlıkla beklediği bir aşamadır. Çocuklarımızın ağzından dökülen ilk sözcükler adeta büyülüdür ve hiçbir zaman unutulmaz. Konuşmanın başlangıcı, dil gelişiminde bir kilometre taşı olarak görülse de, doğumdan itibaren çocuğun konuşmayı öğrendiği döneme kadar iletişime dair pek çok sözel ve görsel yapı taşı dil gelişimini destekler.

Çocuklar, anlamlı ilk sözcüklerini genellikle 1 yaş civarında çıkartsalar da aslında dil gelişimi doğumdan itibaren başlar. Yaşamın ilk aylarında ise konuşma yetisinden yoksun olan bebek anne-babasıyla ya da çevresindekilerle göz teması kurarak, ihtiyaçlarını ağlama ya da ilkel sesler çıkartma yoluyla belirterek ve çevreden gelen seslere tepki vererek ilişki kurar. Araştırmacılar, bebeklik döneminde görülen bu görsel ve sözel iletişim becerilerinin çocuğun sosyalleşmesini desteklemesinin yanı sıra, dil ve konuşma becerilerinin tohumları olduğunu belirtmişlerdir. Bunun yanı sıra, bebeğin iletişim becerileriyle birlikte, işitme yetisi ve doğumdan itibaren gelişmeye başlayan oral-motor becerilerinin de belirli bir olgunluk düzeyine ulaşması konuşma gelişiminde etkili bir rol oynar.

Dünyanın farklı bölgelerinde yaşayan pek çok çocuk kelimeleri anlamaya ve üretmeye hemen hemen aynı yaşlarda başlayıp, aynı dil gelişim süreçlerinden geçerler. Yaşamlarının ilk yıllarında zihinsel olgunluk açısından yeterli olmayan çocukların, dünyanın her yerinde içine doğdukları toplumun ana dilini kendiliğinden ve kolayca öğrenebilmelerinin gizemi tam olarak çözülmemiş olan, bu alanda çalışan araştırmacıların tarafından hala tartışılan bir süreçtir. Dil ve konuşma gelişiminde, doğuştan gelen dil öğrenme yeteneğinin yanı sıra, çocuğun iletişim ihtiyacına ve iletişim kurma girişimlerine olumlu karşılık veren bir çevrenin de önemli ölçüde belirleyici olduğu ortaya konmuştur. Araştırmalar, eğitim ve gelir düzeyinin, çocukların büyüdükleri ortamdaki uyaran zenginliğinin, çocuğun anne-babasıyla ve çevresindeki diğer bireylerle girdiği karşılıklı iletişimin sıklığının ve kalitesinin dil gelişimini etkileyen unsurlar olduğuna dikkat çekerler.

Dil gelişiminde dili anlama, dili kullanmadan önce gelişim gösterir. Örneğin çocuklar, “burnunu göster” veya “bebeği ver” gibi talimatları yerine getirmeleri, bu sözcükleri dile getirmelerinden önce gerçekleşir. 50 sözcüğü yaklaşık 13. ayda anlayan çocuğun, 50 sözcüğü söyleyebilmesi 18-24. ay civarında gerçekleşir. Çocukların ilk anlamlı ve basit sözcüklerini 1 yaş dolaylarında görülür, bu tek sözcüklü ifadeler zaman zaman farklı düşünceleri ve eylemleri dile getirmek için kullanılır (“top” sözcüğünün “top nerede?”, “topu gitti!” anlamında kullanılması gibi). Konuşma gelişiminin başında sözcük dağarcığına artış yavaş ilerlerken, 2. yaşa gelindiğinde sözcük dağarcığı birkaç yüz sözcüğü bulur. 2 yaş dolaylarında çocuk iki sözcüklü basit cümleler kurmaya başlar ki bu cümleler genellikle bir isimle birlikte bir fiil veya sıfat içerir. Çocukların ilk kullandığı sözcükler isimlerdir, bu isimlerin de genellikle “top”, “araba” gibi harekete işaret eden nesne isimlerini içerdiği dikkat çekmektedir. Daha sonra fiiller, sıfat ve zarflar sırayı alır. 2,5 yaştan itibaren çocuklar ikiden fazla sözcük kullanarak, dil bilgisel olarak yetişkinlerinkinden farklı fakat kendilerine özgü yapıları olan cümleler kurarlar. 3 yaşa geldiğinde çocuk dil bilgisel açıdan daha doğru cümleler kurmaya başlarlar, bazı sözcüklerin teleffuzunda zorlansalar da akıcılık hızla gelişir. Çocuklar, 3-4 yaş civarında dil gelişiminde dev adımlar atarak, bebek dilinden yetişkin diline doğru hızla yol alırlar.

Gecikmiş konuşma

Unutmamak gerekir ki, çocuk gelişiminde pek çok farklı alanda olduğu gibi, dil ve konuşmanın kronolojik gelişiminde gözlenen bu aşamalar da değişkenlik gösterebilir. Örneğin bazı çocuklar oldukça titiz bir öğrenme tarzına sahiptirler ve tam olarak öğrenmeden konuşmaya başlamazlar. Herhangi bir fiziksel ya da zihinsel problemi olmayan bu çocuklar, 3 yaş dolaylarında birden yaşıtlarını yakalayıp, kendilerini cümleler ile ifade ederek konuşmaya başlarlar. Geç konuşan bazı çocuklar ise muhtemelen kalıtımsal nedenlerden dolayı beynin dil ve konuşmadan sorumlu bölgelerinin geç olgunlaşması nedeniyle geç konuşurlar. Fakat, bu çocuklar da sonradan bir atak yapıp yaşıtlarının dil gelişimini yakalarlar. Bazı durumlar da ise, beklenen yaşta ilk anlamlı sözcüklerini üreten çocuklar dil gelişiminde gecikmeler ve gerilemeler gösterebilir. 2 yaşına gelmiş bir çocuğun birkaç anlamlı sözcüğe sahip olmaması veya 3 yaşına gelmesine rağmen cümle kuramaması ciddi bir dil problemine işaret eder. Buna bağlı olarak, anne-babaların dil ve konuşma problemlerini erken dönemde tespit edip bir uzmana başvurmaları, çocuğun gereksinimlerini belirleyip bu yönde bir müdahale yapılması açısından son derece önemlidir. Buna ek olarak, konuşma dışı alanlardaki gelişimi de takip etmek ve yalnıza gecikmiş konuşma düşüncesiyle diğer alanlardaki gelişimsel gecikmeleri atlamamak gerekir.

Konuşmasında gecikme gözlenen çocuklar işitme ile ilgili herhangi bir problemin gözden kaçırılmaması amacıyla mutlaka bir işitme testinden geçirilmelidir. Bununla birlikte, bu çocukların zeka düzeyi ve diğer alanlarda ki (kaba motor, ince motor, psiko-sosyal gelişim gibi) doğumdan itibaren gelişimi ve aile bireylerinde benzer bir gecikmiş konuşma öyküsü olup olmadığı da değerlendirilmelidir.

Anne-babalara erken dönemde dil gelişimi desteklemeye yönelik öneriler:

  • Doğumdan itibaren bebeğinizle iletişim içinde olun; göz kontağı kurmak ve bebeğinizin çıkardığı sesleri taklit ederek yeni sesler çıkarmasını deste
  • Çocuğunuzun konuşma mekaniğini öğrenmesini ve oral-motor gelişimini desteklemek amacıyla dil, dudak ve damak gibi konuşmada aktif organların hareket kapasitelerini geliştirecek oyunlar oynayın (emme, pipetle çekme, baloncuk yapma, yalama, çiğneme aktiviteleri gibi…).
  • Bebeklik döneminden itibaren ona ninni ve şarkı söyleyin; bu onun konuşma ritmini daha hızlı kavramasına yardımcı olacaktır.
  • Ev içinde veya dışarıda; oyun, yemek, banyo, alışveriş gibi aktiveler sırasında çocuğunuz ile bol bol konuşun. Konuşmalarınızın yavaş ve anlaşılır bir şeklide, olmasına ve bebek dili kullanmamaya özen gösterin.
  • Konuşmalarınız sırasında sözcükleri gerçek nesneler, resimler, hareketler, jest ve mimiklerle birleştirerek, bu sözcüklerin bir anlam taşıdığını gösterin.
  • Dil gelişiminde, çocuğun taklit becerisi son derece önemlidir, çocuğunuzu hayvan veya taşıtların çıkardığı sesleri taklit etmesi için teşvik edin.
  • Bol bol kitap okuyun, erken dönemden itibaren kitapları eline alıp karıştırması, bildiği ve sevdiği nesnelerin adını söylemesi için çocuğunuzu cesaretlendirin.
  • Çocuğunuzu başka çocuklarla iletişime geçip sosyalleşebileceği ortamlara götürün.


× WhatsApp İletişim