Çocuklarda Mükemmeliyetçilik

Çocuklarda Mükemmeliyetçilik

Okulda mükemmel notlar alan, evde odasını her zaman düzenli tutan, okul sonralarında ödevlerinin titiz ve doğru olmasını sağlamak için çaba harcayan ve her zaman kendisinden en iyisini bekleyen bir çocuğu hayal edin. Burada ters giden ne olabilir ki?

Çocukların hayallerini ve ellerinden gelenin en iyisini yapmak için çaba gösterme arzularını desteklemenin ne kadar önemli olduğunu biliyoruz. Ancak, bazı çocuklar için bu arzunun her şeyi tüketen bir kusursuzluk çabası haline gelebileceğini ve taşıması zor bir yük olabileceğini de unutmamalıyız. Pek çok çocuğun, yüksek kişisel standartları karşılamak ve motivasyonunu sağlamak için mükemmeliyetçi özellikleri uyumlu bir şekilde kullanabildiği iyi bilinse de mükemmeliyetçilik ayrıca yüksek düzeyde kaçınma, kaygı, depresyon, düşük özgüven ve abartılı davranışsal tepkilere de yol açabilmektedir.

Mükemmeliyetçiliği iki kategoride incelemek gerekirse;

1. Uyumlu (adaptive) mükemmeliyetçiler: Bu grup kendileri için nispeten yüksek standartlar belirler ancak başarısızlığı, performanslarını geliştirme yolunda bir öğrenme deneyimi olarak görürler. Daha iyi başa çıkma stratejilerine sahiptirler ve başarılı olma ihtiyacı ile hareket ederler. Bu tür mükemmeliyetçilik, bir dizi olumlu sonucu da beraberinde getirir. Genellikle lider olarak görülürler, akademik başarıları yüksektir, sağlıklı sosyal ilişkiler kurabilirler ve daha işlevsel bir ruhsallığa sahip olmaya yatkındırlar.

2. Uyumsuz (maladaptive) mükemmeliyetçiler: Bu grubun da kendileri için diğer gruba benzer şekilde yüksek standartları vardır, ancak başarısızlığı kabul etmekte zorlanırlar. Başarısızlıkla sağlıklı şekilde başa çıkma becerileri yoktur ve başarısız olduklarında kendilerini yıpratma eğilimindelerdir. Kendi başarı standartlarını karşılayamayacaklarını bildikleri durumları öngördüklerinde genellikle vazgeçerler veya denemezler bile. Bu yüzden görev ve sorumlulukları ertelemek onlar için büyük bir problemdir. Bu grup çocuklarda depresyon ve anksiyete gibi zorlayıcı ruhsal problemlere daha sık karşılaşabilirler. 

Çocuklarda mükemmeliyetçilik neden kaynaklanır?

Bize sıklıkla sorulan bir diğer soru da çocukların mükemmeliyetçiliğinin nereden geldiğidir. Mükemmeliyetçilik kalıtsaldır, ancak genetik faktörler hikayenin tamamı değildir, birçok kökeni olabilir. Araştırmalar, bir çocuğun erken dönem deneyimlerinin, başarı ve başarısızlık hakkında aldıkları mesajların bu bağlamda önemli rol oynadığını savunmaktadır. Örneğin, son derece eleştirel ve yüksek beklentili ebeveynleri olan çocukların, mükemmeliyetçi özellikler gösterme olasılığı daha yüksektir. Aynı zamanda, bir çocuğun mizacının da önemli bir rol oynadığını akılda tutmak önemlidir; son derece hassas ve kaygıya yatkın çocukların mükemmeliyetçi bir yapı sergilemeleri kuvvetle muhtemeldir.

Peki, mükemmeliyetçi çocuğunuza en iyi nasıl destek olabilirsiniz?

Sonuca değil sürece odaklanın. Ebeveynlerin çoğu çocuklarına her zaman akıllı olduklarını söylemek ister. Çocuklarımızı “akıllı” oldukları için övdüğümüzde – bir problemi çözmek veya bir sınavda başarılı olmak gibi – başarılara dayandırarak, farkında olmadan onları, hata yaparlarsa akıllı olmadıklarına inanmaya teşvik etmiş oluruz. Ama asıl önemli olan sadece çocuklarımızın başarıları hakkında ne söylediğimiz değil, onların başarısızlıklarını, zorlanmalarını nasıl ele aldığımızdır. Ebeveynler başarısızlığın utanç verici olduğunu düşünürlerse, çocuklar hata yaptıklarında kendilerini yetersiz görmeye daha yatkın olabilirler. Örneğin, çocuğunuz matematik kavramlarını öğrenmekle mücadele ederken onu rahatlatmak için “herkesin sayılarda iyi olması gerekmez” gibi bir şey söyleyebilirsiniz. Ama gerçekte yaptığınız şey, onların matematik yeteneklerinin önceden belirlenmiş ve değiştirilemez olduğunu ima etmektir. Herkesin aslında deneyimle birlikte gelişen bir zihne sahip olduğunu vurgulamak daha motive edici bir yaklaşım olabilir.

Toplumumuz başarıya öyle odaklanmıştır ki, asıl önemli olanın öğrenme deneyimin ta kendisi olduğu sıklıkla unutulur. Çocuklar her zaman her şeyi doğru anlamayacak veya yapamayacaklardır, ancak her zaman akılda tutulmalıdır ki onlar ancak denemeye devam ettikleri sürece öğrenebilirler. Bu nedenle ödüllendirilmeyi hak eden ve önem verilen de sonuç değil aslında bu deneme süreci ve çabaları olmalıdır.

Süreçle ilgili sorular sorun ve bunu yaparken onları yakından gözlemleyin.  Çocuklarınızın zekalarından ziyade çabalarını övmek asıl değerli olandır. Ancak bu gerçekçi bir tutumla ele alınmalıdır. Bir çocuğu beş dakika içinde yarıda bıraktığı bir okul projesi için överseniz, övgünüzün boş olduğunu illaki anlayacaktır. Bunun yerine, ona nasıl yaptığı hakkında sorular sorabilirsiniz. “Ne kadar ilginç bir çizim, bana bundan biraz daha bahseder misin?” diyebilir veya “Bu sorunu nasıl çözdün?” diye sorabilirsiniz.

Çocuğunuz evde bir proje üzerinde çalışıyorsa, cesaretlendirmeye değer hangi davranışları sergilediğini görebilmek için onu izleyin. Örneğin, boncuklardan bir takı tasarlamaya odaklanmışsa, ona ne kadar dikkatli olduğunu ve bu işi tamamlayabilmek için ne kadar çaba harcadığını söyleyin; okuduğunuz bir kitap hakkında çok ilginç ve güzel sorular soruyorsa veya ihtiyacı olduğunda yardım istiyorsa, bu davranışlarını övmeye, öne çıkarmaya çalışın.

Kendi yaptığınız hataları paylaşmaktan çekinmeyin. Çocuğunuza hata yapmanın normal olduğunu, herkesin hata yapabileceğini ve elinizden gelenin en iyisini yapmanın sonuçtan daha önemli olduğunu sık sık hatırlatın. Gün sonunda, akşam yemeğinde veya eve dönüş yolunda sohbet ederken, “Bugün yanlış bir karar verdim ve kendimi kötü hissettim ama sonunda bu hatadan ders aldığımı anladım” gibi bir şey söyleyebilir ve ne öğrendiğinizi veya nasıl bir çözüm yolu bulduğunuzu anlatabilirsiniz. Biz toplum olarak hatalarımız, eksiklerimizle ilgili yeterince paylaşım yapmıyoruz çünkü hata yaptığımızda utanıyor, bunu dile dökmeye çekiniyoruz. Ancak hatalarımızla yüzleşir, bunları paylaşır ve nasıl başa çıktığımızı açıklarsak, çocuklarımız da aynı şeyi yapmayı öğrenebilirler.

İyi bir rol model olun ve verdiğiniz örneklere dikkat edin. Hata yaptığınızda kendinize yüklenmeyerek, çözüme odaklanıp hareket ederek çocuğunuza iyi bir rol model olabilirsiniz. Ve benzer şekilde, bunu öğretebileceğiniz bir an görürseniz, onu anı da kaçırmamaya çalışın. Örneğin, çocuğunuz okulda aya ilk basan insanın hikayesini öğreniyorsa, NASA’nın başarılı olmadan önce birçok kez başarısız olduğunu belirtin. Sonuçta, ilk başarısızlıktan sonra vazgeçselerdi, 1969’da insanlık için o ünlü küçük adım gerçekleşmeyebilirdi 🙂

Okul danışmanınızdan veya bir uzmandan destek isteyin. Mükemmeliyetçiliğin, çocuğunuzun evdeki ve okul ortamındaki işlevselliğinin önüne geçtiğini düşünüyor; başarısızlık veya hata yapma korkusuyla bazı şeylerden kaçınıyor ve kaygı veya depresyona dair işaretler gözlemliyorsanız okul danışmanınızdan veya bir uzmandan destek alınması faydalı olabilir.



× WhatsApp İletişim