“Ben yapmadım !” / Çocuklarımız Neden Bizi Suçlar?

“Ben yapmadım !” / Çocuklarımız Neden Bizi Suçlar?

“Bütün küçük çocuklar hata yaptıklarında veya bir şeyler ters gittiğinde annelerini suçlarlar mı? Kızım şekerini yere düşürüyor, sorumlusu nasıl oluyorsa ben oluyorum. Dişini fırçalamasına yardım ederken, kıyafetine bir damla su geliyor ve bunu bilerek yaptığımı söylüyor. Bisikletten düşüyor, bunu yine nasıl oluyorsa ben yapmış oluyorum ve ona göre, en başından beri o bisikleti asla satın almamalıydım (almam için uzun süre yalvarmıştı aslında!) Onun bisikletlerden NEFRET ETTİĞİNİ bilmiyor muymuşum?!”

Başarısız olmak ve başarısızlığın getirdiği duygularla kalmak oldukça zordur. Kötü hissettirir ve birçok çocuk için utanç verici bir deneyimdir.  Suçu başkalarına atmak, aslında bu zor duygulardan uzaklaşmanın ve kendilerini korumalarının bir yoludur. Çocuklar başarısızlık gibi zor duygularla olgun ve etkili bir şekilde başa çıkmak için gerekli olan öz farkındalığa veya beceriye sahip değildirler. “Bisikletten düşmekten nefret ediyorum. Kontrolden çıkmaktan hoşlanmıyorum ve bundan çok utanıyorum. Ama bu kimsenin hatası değil, başarısızlık öğrenmenin sadece bir parçası, bu yüzden derin bir nefes alıp, azimle bunun üstesinden gelmeye çalışacağım.”. Küçük bir çocuktan bu şekilde bir cümle duymayı beklemek çok gerçekçi değildir. Çocuklar için zor duygularla başa çıkmanın bir yolu, yaşadığı o kötü duygudan kurtulmak için başkalarını suçlayarak onları dışsallaştırmaktır.

Sizler, çocuklarınızın her zaman, her koşulda yanlarında olacaklarından emin olmaya ihtiyaç duydukları yegâne kişilersiniz. Çocuklar, ebeveynlerine güvenmek ve tüm sorunlarını çözebileceklerine inanmak isterler. Bu olmadığındaysa hayal kırıklığına uğrayıp, öfkesini sizden çıkarırlar ve tüm bu negatif duyguları karşısında sağlamca durabileceğinizden emin olmak isterler. Mesela çocuğunuz Uno’da kaybettiğinde sizi veya kardeşini hile yapmakla suçluyor olabilir. Futbolda bir golü kaçırdığında, takım arkadaşlarını kötü pas atmakla suçlayabilir…

Peki böyle durumlarda ne yapılmalı?

  • Öncelikli olarak, savunmaya geçmekten ve çocuğunuzu yanlış bir şey yapmadığınıza ikna etmeye çalışmaktan kaçının! Çünkü bu, çocuğunuzun suçlamasının geçerli olduğunu ve ortada gerçekten savunulacak bir şey olduğu mesajını verir.
  • Ayrıca, bu anlarda çocukların mantıklı düşünemediğini ve hareket etmediğini, dolayısıyla onları neyin doğru neyin yanlış olduğu konusunda ikna etmeye çalışmanın da işe yaramayacağını unutmayın! Suçlamalarının yersizliğine dikkat çekerek (“Neden böyle söylüyorsun, bisikletten düştüğünde ben yanında bile değildim!”, “Hayır ben hile yapmadım!”); onları bunun o kadar da büyütülecek bir mesele olmadığını ikna etmeye çalışmak (“Gömleğine biraz su dökülmüş, büyütülecek bir şey yok”); ve eylemlerinin sorumluluğunu üstlenmelerini sağlamaya çalışmak (“Şekerini düşüren sensin!”) genellikle çocukların sakinleşmesini ve durumu anlamlandırmasını zorlaştırır.
  • Onların deneyimlerine ve duygularına alan açın; yaşadıkları zor duygularla baş edebilmeleri adına onların duygularının eşlikçisi olun. Biliyorum, bisikletten düşmüş olmak hiç de keyifli değil. İşler benim istediğim gibi gitmediğinde ben de çok zorlanıyorum.”,Kıyafetine su bulaşmasından hoşlanmadığını biliyorum. Gerçekten de rahatsız edici bir his.” “Kaybetmek hiç de eğlenceli değil ve zor olduğunu biliyorum. Ben de bazen böyle hissedebiliyorum. Benim de oyunlardan gerçekten keyif almayı öğrenmem biraz zaman aldı.”.
  • Başarısızlık, öğrenmenin önemli bir parçasıdır. Çocuklarımıza iyi niyetli bir şekilde bunu öğretmeye çalışmak, bizleri güvence verme eğilimine iter.Herkes bisiklete ilk bindiğinde düşer. Daha iyi olabilmek için pes etmemeyi bu şekilde öğreniyoruz!”. Bunu yaparken en önemli ilk adımı, yani deneyimlerinin ne kadar değerli olduğunu vurgulamayı atlıyoruz. Doğrudan rahatlatmaya ya da çözüm üretmeye geçtiğimizde burada bir kopukluk oluşur. Çocuk dinlendiğini veya anlaşıldığını hissetmez ve bu duyguyu göstermek içinde tepkilerini arttırır veya sizi susturmaya çalışır: “Benimle konuşma! Bunları duymak istemiyorum!”.
  • Çözüm bulmak için acele ettiğimizde, çocuğa onun olumsuz duygularıyla kalmakta zorlandığımız mesajını vermiş oluyoruz. Nasıl hissettiğini sorun ama bu konuda konuşmak istemezlerse zorlamayın. Paylaştıkları şey ne olursa olsun, yargılamadan dinleyin ve hemen durumu düzeltecek önerilerde bulunmayın. Hissettikleri duygunun içinde birlikte kalmaya çalışın.
  • Fırtınanın ortasında çoğu çocuk net bir şekilde düşünemez veya sizin fikirlerinizi anlamlandıramayabilir. O sırada duygularla dolup taşarlar, bu nedenle o anda onlarla çözüm üretmeye çalışmak yersiz bir çaba olabilir ve regülasyonlarının iyice bozulmasına neden olur. Bazen sadece fırtınaya tanık olmanız ve fırtınanın dinmesini beklemeniz gerekir.
  • Fırtına dindikten sonra çocuğunuzun ne yapmak istediğini ya da nasıl bir çözüm bulacağına dair düşünmesine yardımcı olmayı teklif edebilirsiniz: “Tekrar denemek istiyor mu? Oyuna ara verip daha sonra tekrar denemek daha mı iyi olur? Durumu nasıl çözebileceklerine dair fikirlerinizi duymak istiyor mu?”…
  • Başarısız olduğunuz veya hata yaptığınız zamanlara dair kendi hikayelerinizi, bunların size nasıl hissettirdiğini ve nasıl üstesinden geldiğinizi paylaşın. Çocuklar sizin hakkınızda hikayeler duymayı çok severler Onlardan bir şeyler öğrenir, aynı zamanda anlaşıldıklarını ve zorlandıkları konularda yalnız olmadıklarını hissederler.

Birlikte çalıştığım çocukların çoğu için duygusal olarak yüklü deneyimler üzerine konuşmanın ve düşünmenin oldukça bunaltıcı olabildiğini gözlemliyorum. Bu gibi durumlarda, yaşadıkları durumun onlar için zor bir deneyim olduğunu anladığınızı, bu konuyu derinlemesine düşünmelerine ve hazır olduklarında tekrar denemelerine yardımcı olmak için orada olacağınızı belirtmenizin en kıymetli çözüm yolu olduğunu düşünüyorum. Bunlar üzerine konuşmaya, düşünmeye zorlamak muhtemelen savunmalarını arttıracaktır. Aynı zamanda hazır olduklarında sizinle paylaşıma açık olma olasılıklarını da azaltacaktır.



× WhatsApp İletişim